KUTSAL YERLER ve EFSANELER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KUTSAL YERLER ve EFSANELER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2015 Çarşamba

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in 79 Sünneti

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in 79 Sünneti

1- Her işe "besmele" ile başlamak.
2- Suyu üç yudumda oturarak, kıbleye dönerek içmek. Başında "besmele" çekmek, sonunda "elhamdülillah" demek.
3- Evden çıkarken aynaya bakmak (O dönemde ayna olmadığı için Efendimiz (s.a.v.)suya bakarmış).
4- Abdest alırken kıbleye dönmek, sonunda üç yudum su içmek )bu su zemzem hükmünde olup, şifa niyetine içilmelidir).
5- Yolda önüne bakarak hızlı adımlara yürümek.
6- Selamlaştığı insana sağ elini uzatmak, işaret ve baş parmağı arasındaki boşluğu karşıdaki insanın aynı yerine temas ettirmek.
Çünkü bu yerlerde muhabbet damarları varmış.
7- Saçları gece yatmadan hemen önce ve kıbleye dönerek her gün taramak, ortadan ayırmak.
8- Yanında misvak, ayna, kesici bir alet, yakıcı bir alet, güzel koku ve tarak taşımak.
9- Gece abdestli yatağa girmek (Şayet ölüm gelirse şehit hükmünde olmak için).
10-Gece yatmadan önce "Felak-NasSureleri"ni okuyup iki elini birleştirerek üflemek ve vücudunun her yerine sürmek.
11-Tuvalete girerken sol ayakla girmek, çıkarken sağ ayakla çıkmak.
12-Tuvalete girerken "ALLAHümme inni euzü bike minerricsil habisi muhbusi mineşşeytanirraciym." çıkarken de
"Elhamdülillahi anil eza ve afani" demek.
13-Tuvalete tükürmemek, orada konuşmamak, bir şey yememek, oradan çabuk çıkmak.
14-Def-i hacette bulunmadan önce bir miktar su dökmek.
15-Tuvalete başı kapalı girmek (idrardan çıkan asitin ilk temas ettiği yer saç kökleri olduğu için başı kapalı olmazsa
saç dökülmesine sebep olur. Bilhassa alkoliklerin kel olme sebebi budur).
16-Mutfakta bir kabı kullanmadan önce onu temiz su ile durulamak.
17-Açıkta kalan yiyeceklerin üzerini örtmek.
18-Ayakkabıları gitmeden önce ters çevirip silkelemek.
19- Kıyafetleri sağdan sağdan giyip, soldan çıkartmaya başlamak. Mesela çorap giyerken önce sağ ayakla giymek,
çıkarırken de sol ayağı çıkarmak (böyle yapıldığı taktirde kıyafetler eskimezmiş).
20-Sofraya oturmadan hayalen mideyi üçe bölmek 1/3 su, 1/3 yemek, 1/3 hava.
21-Acıkmadan sofraya oturmamak ve doymadan sofradan kalkmak.
22-Uykudan kalkınca elleri en az üç defa yıkamadan yiyecek kabına daldırmamak.
23-Akşam üzeri önce perdeyi çekmek, sonra ışığı açmak.
24-Banyodan son çıkma sırasında ayaklara soğuk su dökmek.
25-Tabakta hiçbir şey kalmayacak şekilde yemek tabağını sünnetlemek. Sonra bir miktar su koyup onu kaşıksız içmek.
26-Tek sayıyı tercih etmek. Mesela, misafirlikte şeker ikramında bir ya da üçü tercih etme gibi.
27-Cuma günleri farz olmasa bile gusül abdesti almak (şartlar müsait değilse hiç olmazsa saçı yıkamak), güzel
koku sürünmek, sadaka vermek, beyaz giyinmek, tırnak kesmek(orta, serçe, baş, yüzük, işaret parmağı sırası
takip edilerek kesildiğinde görme bozukluklarının azalacağını Peygamber Efendimiz( s.a.v.) bizzat söylemiştir).
28-Yatarken yatağa çarşaf sermek.
29-Gece, günlük kıyafetleri çıkarınca katlamak.
30-Sabah namazı vakti çıkınca ilk 45 dk (Keraat vakti) ve akşam ezanının okunmasına 45 dk kala uyumamak
(bu vakitlerde uyumak cüzzam hastalığına, bel ağrıların sebeptir).
31-Güneş tam tepede iken yani öğle vakti bir miktar uyumuak, uyuyamıyorsa bile 10 dk gözleri kapatmak
(Bu uykuya kaylule denir ve uyuyanların yüzüne güzellik gelir).
32-Gece yatmadan önce 3 defa toz sürme çekmek (Göz hastalıklarına şifadır).
33-İşrak namazı kılmak.
34-Konuştuğu kimseye bedeniyle dönerek konuşmak.
35-Yemek tabağına düşen sineği tamamen batırıp geri çıkarmak ve o yemeği yemeye devam etmek
(çünkü sineğin bir kanadında zehir diğer kanadında panzehir vardır).
36-Kapıyı üç kez bekleyerek çalmak (4 rekat namaz vakti kadar).
37-Kapıyı çalarken kapının ya sağında ya da solunda beklemek, karşısında durup da içeriyi
izlememek (kapı ilk açıldığında ev sahibinden izinsiz içeriye bakmak haramdır).
38-Baş kıbleye gelecek şekilde sağ el sol yanak altında, sol el iki diz arasında, dizler de
karın bölgesine bükülü vaziyette yatmak. Bu vaziyette yatınca üstten bakıldığında arapça olarak
"MUHAMMED" yazısı görülecektir. Aynı zamanda kıbleye karşı ayak uzatıp da yatanlar sabah kalktıklarında
yorgun olarak kalkarkar, sebebi ise ekvatorun kıbleden geçmesidir.
39-Başı ağrıdğıda tülbent ile sıkıca sarmak.
40-Yemeğe tuz ile başlamak (Tuz dişlere kayganlık sağladığı için yemeklerin yapışması
önlenmi olur ve temizleme kolaylığı oluşur).
41-Yemeği ayrı tabaklarda değil de ortak tabakta yemek, yerken önünden almak, yemeğin ortasına dokunmamak.
42-Misafire bir bardak su bile olsa ikramda bulunmak, mümkünse etli yemek ikram etmek.
43-Çörek otu yemek(ölümden başka her derde deva olduğuna dair sahih hadisler vardır).
44-Sofrada yeşillik, evde sirke bulundurmak.
45-Sofrada sol ayak kalçanın altında, sağ ayak karın bölgesine kırılmış vaziyette oturmak,
bağdaş kurmamak (sofrada ayak değiştirmek doymanın alametidir).
46-Kur'an-ı Kerim'i hüzünle, mümkünse ağlayarak okumak.
47-Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak (yemeğin bereketi buradadır).
48-Hastayı üçüncü gününden sonra da iyileşmezse ziyaret etmek. Hastanın olduğu yerde çorba pişirmek.
49-Kabak yemek.
50-Hapşurunca "elhamdülillah" diyene "yerhamukellah (bayan ise "yerhamukillah") demek.
Aynı kişinin diğerine "yehdina ve yehdikümullah" demesi.
51-Kahkaha atmamak, gülümsemek. Efendimiz (s.a.v.) hiçbir zaman dişleri göreülesiye gülmemiştir.
52-Kına yakmak
53-(erkekler için) Eve gelmeden önce hanımına geleceği zamanı bildirmek.
54-Hediyeleşmek (hediyeleşmek muhabbeti artırır).
55-Sabah namazının sünneti ve farzı arasında sağ tarafına uzanığ bir miktar uyumak.
Fıkhi kaidelere göre, sadece bu uykunun haricinde uyku abdesti bozar. Namaz vakti çıkmadan
uyanıp farzı eda etmek.
56-Namazı cemaatle kılmak.
57-Dua ederken elleri birleştirmek ve kaşları hizasına kaldırmak (baş ağrısını giderir).
58-Tesbihi parmak ile çekmek.
59-Kapıya geleni durumu ne olursa olsun boş çevirmemek bir hurma tanesi bile olsa.
60-Sofradan kalkacağı zaman sağ tarafındaki şahıstan izin isteyerek kalkmak.
61-Ezan-i Muhammedi okunurken onu müezzinden sonra tekrar etmek.
62-Ezan-i Muhammedi okunurken bir pozisyon da olsa hal değiştirmek.
63-Orucu su veya hurma ile açmak.
64-Bir yere misafirliğe giderken tatlı götürmek.
65-Eve, camiye girerken sağ ayakla girip, sol ayakla çıkmak.
66-Yolda giderken ayağa takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.
67-Meyvenin çekirdeğini sol elle çıkarmak.
68-Yüzme öğrenmek, ok atmak.
69-İnsanları yüzlerine karşı övmemek.
70-Yemek yerken başkalarının yemeğine bakmamak.
71-Cuma günleri beyaz elbise giyinmek.
72-Topluluk içinde yanındaki kişiyle fısıldaşmamak.
73-Yemekten sonra tatlı yemek
74-Hergün yüz defa "estağfirullah" demek.
75-Güler yüzlü olmak kusurları af ile karşılamak.
76-Selam vermek, yemeği iki öğün yemek.
77-Kötülük edene iyilik etmek.
78-Tane tane konuşmak, anlaşılmayınca üç defa tekrarlamak.
79-Gusülden sonra iki rekat namaz kılmak..

22 Aralık 2014 Pazartesi

Anghiari Savaşı ve Da Vinci nin Kayıp Şifresi

Anghiari Savaşı ve Da Vinci

Leonardo Da Vinci’nin 1505 yılında Floransa’daki Vecchio Sarayı’nın bir duvarına Anghiari Savaşı adlı bir resim yaptığı söylenir fakat bu bir efsaneden ibarettir. Resim görünürde yok. Görünen Vecchio Sarayı’ndaki freskleri resmeden 16’ıncı yüzyıl ressamlarından Giorgio Vasari’nin resimleri... Leonardo Da Vinci'nin dört atlının savaş meydanında resmettiği söylenen eseri ise 500 yıldır gizemini koruyor. Da Vinci’nin resmi 1505 ila 1565 arasında kapatıldığı, Vasari'nin üzerine bir duvar ördüğü söyleniyor. Vecchio Sarayı’ndan yangın çıktığı biliniyor, eğer üzerindeki fresk ve örülen duvar aşılıp bulunursa Da Vinci'nin duvar resmi sağlam mı değil mi bu bilinmiyor.


Defalarca çalışmalar yapılmış, fakat şüpheler ve efsanelerin ötesine geçilememişti. Kesin bir ipucu da bulunamamıştı. Şimdiyse Vasari'nin freskinin üzerinde ''Cerca Trova - Ara ve bulursun'' yazısı görüldü. Bazı araştırmacılar Da Vinci'nin freskinin bunun tam altında olduğuna inanıyor.

Clavicula Salomonis, Clavicula Salomonis, Süleyman'ın Anahtarı, Hz Süleyman'ın güçleriÜstelik, endeskopi cihazıyla açılan bir delik içinden alınan numunenin laboratuar analizinde Da Vinci'nin Mona Lisa'da kullanıldığı koyu renkli bir pigment tespit edildi. Ayrıca Vasari'nin freskinin arkasında Da Vinci'yi örttüğü düşünülen duvarın varlığına işaret eden hava boşluğu da tespit edildi.

Vasari arkasında ne olduğunu görmek ve daha fazla test için numune toplamak için bilim adamı Maurizio Seracini liderliğindeki araştırma ekibine izin verildi. Maurizio Seracini, ''Bu gizemi çözmek için hâlâ yapılması gereken çok iş var ama buna rağmen, kanıtlar bize doğru yerde aradığımızı düşündürmekte'' diyorsa da aynı şeyi düşünmeyenler hemen ayaklandı.

Bazı sanat tarihçileri Vassari'nin zaten Da Vinci'nin Anghiari Meydan Muharebesi freskinin yangında tahrip olduğu için üzerine yeni freski yaptığını ve Da Vinci'yi bulmak için Vassari'nin tahrip edilmesine karşı olduklarını söylüyor.

Italia Nostra, İtalya'nın önde gelen doğa ve eserleri koruma grubu da, bunu durdurmak için Floransalı yetkililerine başvurdu ve mahkemeye gitmeye hazırlanıyorlar.

Amerikan Ulusal Coğrafya Cemiyeti’nden Terry Garcia açılan delikler sayesinde Da Vinci’nin kullandığı boyalarla ilintili organik malzemeye erişildiğini, bunun Da Vinci’nin eserinin varlığını kanıtladığını söylüyor.

Roraima Dağı Amazonun gizlediği kayıp dünya


Amazonun gizlediği 'kayıp dünya'


İnsanoğlu dünya üzerinde keşfetmediği,fethetmediği yer bırakmadı... Fakat o hâlen ne tam fethedilebildi, ne de tam keşfedilebildi. Yüzyıllardır hakkında pek çok efsane var. Himalaya'nın tepesine bayrak dikildi ama o ordulara, tırmanya çalışanlara, maceraperestlere geçit vermedi. Tepesinde Mu gibi, Atlantis gibi ve gizli büyük bir uygarlık olduğu söyleniyordu, Yunan mitelojisindeki Olympos Dağı gibi burada da Tanrılar'ın yaşadığına inanılıyordu. Hatta uzaylıların iniş pisti diye görülüyordu. Halen o uygarlığın dağın içinde gizlendiğine, uzaylıların buraya iniş yaptığına inananlar var.Roraima Dağı, Kayıp Dünya

Ancak insanoğlu uçmaya başladıktan sonra ona tekrar taarruz etti, fotoğrafları çekildi ama iki motorlu uçaklarıyla tepesine inmeye çalışanlar başaramadı... Artık o da teknolojiye yenildi fethedildi ama halen sayısız bilinmezlik ile dünyanın içinde bambaşka bir dünya olarak kaldı. Halen dünyanın en gizemli yerlerinden biri...

Roraima Dağı, Amazon ormanlarından gökyüzüne doğru fırlayan, sanki dev bir gemi enkazı gibi duruyor. 2 bin 770 metre yüksekliğindeki Kuvarstan dağa, bilimadamları Kayıp Dünya diyor.

Dağın tepesinde çok sayıda şelale bulunuyor. Bu kadar sert bir dağda çok sayıda şelale bulunması bilim adamları tarafından tuhaf karşılanıyor. Bazı yerleri saf granitten olan Roraima Dağı sadece kendi görüntüsüyle değil üzerinde yaşayan canılarla da şaşırtıyor. Dünyanın en küçük kurbağası bu dağın zirvesinde yaşıyor. Ayrıca dağda yaşayan bitki ve hayvanları buradan başka yerde görmek mümkün değil.

13 Kasım 2014 Perşembe

Kâbe'nin Yapısı ve ölçüleri

Kâbe
Kâbe'nin bölümleri
Kâbe'nin içerisine ancak yılda iki defa (Ramazan ayı başlamadan ve Kurban Bayramı ile Hac ziyaretleri başlamadan yaklaşık 15 gün önce) "Kâbe'yi temizleme töreni" adı verilen törenle Kâbe'nin anahtarını geleneksel olarak ellerinde tutan Beni Şeybe kabilesi mensupları ve seçilmiş misafirler girebilmektedir.



Kâbe kapısı zeminden yüksekte olduğu için özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Kâbe'nin tavanı ahşaptır. Tabanı mermer ve kireçtaşı kareler ile kaplıdır. Tavana kadar iç duvarlarının alt yarısı mermerle kaplı olup bu mermer duvar üstüne üzerine Kur'an'dan ayetler kazılmış olan mermer tabletler konulmuştur. İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile Kur'an ayetleri bulunan bir yeşil bez ile kaplıdır.
Kâbe'nin Yapısı ve ölçüleri

1-Hacerü'l-Esved: 
Doğu köşesinde bulunan kara parlak taştır. Müslümanlar tarafından Cennet'ten indiğine inanılır. Kâbe'de çıkan bir yangında bu taş ısı değişimi nedeniyle kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Günümüzde taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Görünen kısmı yaklaşık 16,5x20 cm'dir. 930'da Mekke'yi basıp Kâbe'yi ellerine geçiren Ebu Tahir Cannabi idaresindeki Karamatiler bu taşı Mekke'den alıp Doğu Arabistan'da üsleri olan el-Ahsa vahasına götürmüşler ve Abbasiler de 952'de bu taşı geri almak için büyük fidye ve tazminat vermek zorunda kalmışlardır.

Kâbe'nin Yapısı
2-Kâbe Kapısı: 
Kâbe'nin doğu duvarında zeminden 2,13 metre yükseklikte bulunmaktadır.

3-Altın Oluk veya Mizab: 
Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk. Mekke'de ender yağan yağmur sularını Kâbe'nin çatısından indirmek için 1627'de Osmanlılar tarfından yapılmıştır.

4-Şâdervân: 
Kâbe'nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacıyla yapılan mermerden koruma.

5-Hicr: 
"Hicru İsmail" olarak da bilinen, Kâbe'nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m eninde beyaz mermerden yapılmış "İsmail Duvarı" ya da "Hatîm" adı verilen kavisli yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.

6-Multezem: 
Kâbe'nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile Hacerü'l-Esved arasındaki duvar kısmı. Bazı hadislerde multezemin duaların kabul edildiği mubarek bir yer olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber ile sahabe ve tabiinden birçok kimsenin burada dua ettiği nakledilmiştir.Abdullah b. Amr b. As, Peygamber'in multezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir. Ancak izdihamdan dolayı günümüzde başkalarına eziyet etmeden bunun yapılmasına imkan yoktur. Bu sebeple multezemin karşısında durularak dua edilmesi daha uygundur.

7-Makam-ı İbrahim: 
İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşaa edilmekte iken İbrahim'in ayak izini bıraktığı bir mevki.

8-Hacerü'l-Esved veya Şarki köşe:
Doğu köşesi.

9-Yemânî veya Ruknülyemânî köşe: 
Güney köşesi.

10-Şâmî köşe: 
Batı köşesi.

11-Irakî köşe: 
Kuzey köşesi.

12-Kâbe Örtüsü veya Kisve: 
Kâbe'nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerine Kelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeritte de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Bu örtü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.

13-Tavaf'ın başlangıç çizgisi olarak kullanılan mermer bant.

14-Cebrail Makamı: 
Kâbe'nin doğu duvarının önünde kapının bulunmadığı kısımda "Irakî" köşesinin hemen yanında bulunan mevkii.

Vikipedi, özgür ansiklopedi


12 Kasım 2014 Çarşamba

Kâbe


Kâbe
Kâbe , Mekke'de bulunan yaklaşık olarak küp şeklinde bir ibadethanedir. İslâm dininin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir. Bu yapının etrafında Mescid-i Harâm bulunur. Kur'an'da Kâbe'nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından revaklarıyla inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünya'daki bütün Müslümanlar, nerede olurlarsa olsunlar, namazlarını Kâbe'ye dönerek kılarlar.Kâbe'nin olduğu yöne kıble denir. İslâm'ın beş temel şartından biri olan Hac sırasında Kâbe; farz olan ziyaret tavafı ve vacib olan veda tavafı ile en az iki kere tavaf edilir.
Bunların dışındaki tavaflar ise sünnettir. Tavaf, (yukarıdan bakıldığında) saat yönünün tersine bir yönde Hacerü'l-Esved köşesinden başlayarak Kâbe'nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tur'a ise şavt denir. Tavaf ayrıca Umre'nin de şartları arasındadır. Hac sırasında yaklaşık 6 milyon hacı toplanarak aynı gün tavaf yaparlar.
Hacerü'l-Esved

Tarihçe;

Kâbe, tarih boyunca birçok değişikliklere maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiştir. Kâbe'nin ilk olarak Adem tarafından yapıldığına ancak ondan geriye sadece temellerinin ayakta kaldığına inanılır. Kur'an'a göre İbrahim ve İsmail peygamberler tarafından temelleri yükseltilmiştir.

İslam'dan önce Kâbe'de pagan Araplar tarafından kutsal sayılan 360 tane put bulunmaktaydı. Bunların en büyüğü en güçlüsü Al-İlâh'ın Güneş'le evli olup Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lât adlı üç kızı olduğuna inanılırdı. Putların yanı sıra İbrahim, İsmail, İsa ve Meryem'in figürlerinin de yer aldığı kaydedilmiştir.

Muhammed zamanında Kâbe Müslümanların kontrolüne geçti ve bütün putlar kaldırıldı. Kabe bugün 16 metrelik yüksekliğe sahiptir. Ancak Mekke’'nin fetih günü Muhammed'in damadı Ali’yi omuzlarına çıkarıp onun da Kâbe’nin üzerindeki putları aşağı indirip kırdığına dair hadise dayanarak 630 yılında yüksekliğinin günümüzdekinden daha alçak olduğuna inanılır.

Yezid ve İbn-i Zübeyr savaşında Kâbe, mancınık atışından isabet alarak yıkılmış ve yanmıştı. İbn-i Zübeyr, Kâbe’yi yıkıp yeniden inşa etti. I. Mervan döneminde ise Kâbe eski haline döndürüldü.

Kâbe'nin etrafını çeviren ve Kâbe yüksekliğini aşmayan kubbeli yapı (revaklar), eskilerinin etrafına, Osmanlı padişahı II. Selim zamanında yapılmış, planlarını Mimar Sinan hazırlamıştır.

Kanuni tarafından onarılan Kâbe, beşinci onarımını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde yine sel baskını sonucu yıkılmış ve yeniden onarılmıştır. Kâbe'nin içinde dokuz adet oyma, bir adet altın kabartma ayet, işlemeli tahta bir sandık, oymalı ve içinde tütsü yakılan tarihi bir ocak, metal zemzem testileri ve kandiller bulunmaktadır.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

11 Kasım 2014 Salı

Mescid-i Haram

Mescid-i Haram
Mescid-i Haram (Arapça: المسجد الحرام) Mekke'de Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide Mescid-i Haram denilmektedir. Hürmetli Mescid anlamına gelen bu ifade Kur'an'da 16 ayette yer almaktadır.

Mescid-i Haram'ın ortasında bulunan Kâbe'nin doğu köşesine işaret taşı olarak farklı renk ve özelliğe sahip olan "Kara Taş" anlamına gelen Hacer-ül Esved yerleştirilmiş ve gümüş bir çerçeveyle çevrilmiştir. Bu taşın İbrahim Peygamber’den günümüze kadar gelen bir hatıra olduğu kabul edilir. Bu nedenle de tüm Müslümanlar için çok değerlidir.

Kâbe, İbrahim Peygamber ve İsmail Peygamber'den sonra birçok değişikliklere maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiş ve günümüzdeki haline ulaşmıştır. Şu anda Kâbe, Mescid-i Haram ile birlikte toplam 361.000 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

10 Kasım 2014 Pazartesi

Mescid-i Aksa'nın İslamdaki Yeri

Mescid-i Aksa'nın İslamdaki Yeri

Mescid-i Aksa, Kudüs şehrinde bulunan Müslümanların ilk kıblesidir. Kıblenin yönü daha sonra Mescid'i haram'a çevrildi.

İslam mitolojisi;Sebe suresi'nin 14. ayeti şöyledir;"Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimizde, onun ölümünü, bastonunu yiyen ağaç kurdundan başka onlara gösteren olmadı. Böylece o yere yıkılınca, anlaşıldı ki cinler eğer gaybı biliyor olsalardı aşağılayıcı azabın içinde kalmazlardı."

Ayetin tefsirinde şu bilgiler verilir: Süleyman, Mescid-i Aksa'nın inşasında cinlerden de yararlandı. Bu inşaat işinde insanların yapmaya güç yetiremeyecekleri zor işleri cinler yapıyorlardı. Ancak Süleyman bir gün mihrabında asasına dayanmış halde ibadet ederken öldü. Cinler onun ibadet ettiğini sanarak işlerini yapmaya devam ettiler. Sonuçta Süleyman'ın asasını içten güve yedi ve asa kırılınca onun cesedi de yere düştü. Böylece öldüğü anlaşıldı.

Miraç; İslamda Mescid-i Aksa'nın müstesna yerinin bir sebebi de Muhammed'in isrâ ve miraç mekânı olduğuna inanılmasıdır. Rivayetlere göre Muhammed Ramazan ayının 27. gecesinde önce Burak isimli bineğe (?), bindirilerek Mescid-i Harâm'dan alınmış ve Mescid-i aksa'ya götürülmüştür (İsrâ).

"Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir."(İsra:1)

Hz.Muhammed'in zamanında Kudüs'te bugünkü şekliyle bir cami yoktur. Ancak Süleyman tarafından inşa edilmiş ve daha sonra yıkılmış Süleyman Tapınağının kalıntıları vardı ve burası da Beyt-i Makdis olarak adlandırılırdı. Beyt-i Makdis ibaresi bazı tarihi kaynaklarda Kudüs şehri için de kullanılmıştır.

Mescid-i Aksa'ya gayrimüslimlerin (müslüman olmayanlar) girişine izin verilmez.

Günümüze kadar yaşanan olaylar.

*21 Ağustos 1969: Denis Michael Rohan adlı Avustralyalı bir Yahudi Mescid-i Aksa'yı kundaklama girişiminde bulundu.
*Nisan 1980'de Meir Kahane, Mescid-i Aksa'nın bir köşesine patlayıcı madde koyarak patlatmaya çalıştı.
*8 Nisan 1982'de bir kez daha Mescid-i Aksa'nın ana girişine patlayıcı madde yerleştirildiyse de cami görevlileri tarafından patlamadan ortaya çıkarıldı.
*10 Nisan 1982'de Meir Kahane taraftarlarından bir grup militan, zorla Mescid-i Aksa'ya girmek istedi.
*21 Mart 1983'te Mescid-i Aksa'ya gizli bir yoldan girmek için tünel açıldığı tespit edildi.
*14 Ocak 1986'da Knesset üyesi bazı parlamenterler askerlerin koruması altında Mescid-i Aksa'ya girmek istediler.
*8 Ekim 1990 tarihinde Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıda 30 Filistinli hayatını kaybetti, 800'e yakını yaralandı.
*28 Eylül 2000 tarihinde Ariel Şaron çok sayıda İsrail askerinin ve polisinin koruması eşliğinde, normalde müslüman olmayanların girişine izin verilmeyen Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesiyle pek çok çevre tarafından "provokasyon" olarak nitelendirildi ve Filistinlilerde infial yaratıp şiddetli protesto gösterilerine neden olan "İkinci İntifada" (ayaklanma) patlak verdi ve beş yıl sürdü.
*5 Ekim 2009 tarihinde İsrail Mescid-i Aksa'ya girişi engelledi. Bu yasak halen devam etmektedir.

Vikipedi, özgür ansiklopedi

9 Kasım 2014 Pazar

Mescid-i Aksa

Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa (Arapça: المسجد الأقصى), İslam dinine inananlarca kutsal mekânlardan biridir.

Mescid'i Aksanın Süleyman Tapınağı kalıntılarının da bulunduğu tapınak tepesine halife Ömer tarafından yaptırıldığı, daha sonra Emevi halifesi Mervan tarafından genişletilerek Velid zamanında son şeklinin verildiği bilinmektedir.

Türkçede "En Uzaktaki Mescit" anlamına gelir. "Beyt-i Makdis" veya "Beyt-i Mukaddes" adı da verilir.


TARİHİ;
Birinci Tapınak, Kral Süleyman tarafından MÖ 957 yılında yaklaşık 7 yıllık bir sürede inşaa edilmişti. Antik Museviliğin merkeziydi. Tapınak, Musevi inancının merkezinde bulunan Shiloh, Nov, ve Givon'da bulunanlarla beraber Musa'nın buluşma çadırı (taşınabilir musevi tapınağı) ile yer değiştirmiştir. İlk tapınak MÖ 586 yılında Babillilerce tahrip edilmiştir.

İkinci tapınak;Yeni tapınağın yapımına MÖ 535'de başlanmış olup bir süre ara verildikten sonra inşaat MÖ 521'de yeniden başlamış, MÖ 516 yılında tamamlanmasının ardından MÖ 515 yılında ibadete açılmıştır. Ezra Kitabı'nda bahsedildiğine göre, Tapınağın yeniden inşasına Büyük Cyrus izin vermiş ve Büyük Darius'da onaylamıştır. Yaklaşık 500 yıl sonra İkinci Tapınak, MÖ 20 yılında Kral Herod tarafından yeniden tamir ettirilmiş ve daha sonra Romalılar tarafından M.S. 70 yılında tahrip edilmiştir. Her ne kadar Tapınak uzun süre önce tahrip edilmiş olsa da, Batı duvarı hala ayaktadır ve uzun yıllardan beri tapınak yapısının ayakta kalan tek duvarı olduğuna inanılır.

Musevi Eskatologya'sı Mesih'in gelmesinden önce buraya Üçüncü Tapınak'ı inşa edilmesini planlamaktadır ve bu yüzden Ortodoks ve Muhafazakâr Musevilik taraftarları bir gün Üçüncü Tapınağın inşa edileceğini ummaktadırlar.

30 Ağustos 2007 tarihinde, boru hattı döşenmesi sırasında İkinci Tapınağın kalıntıları ortaya çıkmıştır. Ardından kısa bir süre sonra Ekim 2007'de arkeologlar tarafından Birinci Tapınağın kalıntılarına da ulaşıldığı açıklanmıştır.

Mescid-i Aksanın yapımı; Bir İslam mabedi olan Kubbetüs Sahra tapınak alanına 7. yüzyıl sonlarında inşaa edilmiştir ve yine tapınak avlusunda yaklaşık aynı dönemde yapılmış olan Mescid-i Aksa bulunur. Bu ikisi aynı tepe üzerindeki farklı islam dini yapılarıdır.

M.S. 638 yılında Ömer döneminde Kudüs fethedildikten sonra Beyt-i Makdis'in yerinde Mescid-i Aksa inşa edildi. Ömer'in burayı seçmesi o mekâna atfedilen kutsiyetten ileri geliyordu. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletildi. Mescid-i Aksa'nın hemen yakınında bulunan ve bugün Türkiye Müslümanları tarafından Mescid-i Aksa zannedilen sekiz köşeli Kubbetü's-Sahra adlı mabed de Abdülmelik bin Mervan tarafından inşa ettirilmiştir.

Vikipedi, özgür ansiklopedi