İMAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İMAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2016 Çarşamba

HAKİKİ MÜSLÜMAN HUZUR İÇİNDEDİR







YAZI TÜRKİYE GAZETESİNDEN ALINTIDIR.

Hakiki Müslüman huzur içindedir.



YAZAN;

Salim Köklü




Müslümanlık, maddî ve manevî temizliktir; dünya ve âhiret saadetini sağlayan tek yoldur. Hakiki Müslüman dünyada, daima huzur içindedir.





Bir ihtiyar Müslümanın kızına nasihati...

Sevgili Kızım!

İslam  dininin temel kaidelerini ve özünü burada söylemek, çok önemlidir. 

Temel kaideler şunlardır:

l-  İmanın (inanmanın) şartları:

1- Allahü teâlâya inanmak, 
2- Meleklere inanmak, 3- Kitaplara inanmak, 4- Peygamberlere inanmak, 
5- Âhirete (öldükten sonra tekrar dirilmeye) inanmak, 
6- Kaderin yani, hayır ve şerrin Allahü teâlâdan geldiğine inanmak.

II- İslamın şartları: 
1- Kelime-i şehâdet getirmek, 
2- Namaz, 
3- Oruç, 
4- Zekât,
 5- Hac.

Sevgili Kızım!

Günün birinde iki ellerimiz yanımıza gelecek ve dünyadaki hayatımız sona erecektir. Bu dehşetli bir hakikattir. 
Bu hakikat karşısında, hayat nedir? Ölüm nedir? diye düşünmeyen bir insan olmaması lâzımdır. 
O hâlde, hayatın ne olduğunu, dünyaya niçin geldiğimizi, ölümün ötesinin olduğunu bilmek ve öğrenmek, insan olmanın ilk şartıdır. Hayata niçin geldiğimizi, hayatın sâhibinden daha iyi bilen olur mu? Her şeyin olduğu gibi, hayatımızın sâhibi de, Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîminde, Vezzâriyât sûresi ellialtıncı âyetinde meâlen, (İnsanları ve cinnîleri ancak, Beni bilip, itaat, ibadet etmeleri için yarattım!) buyuruyor. Bu büyük hakikati, yaşadığımız bu zamandaki insanların kaçta kaçı biliyor ve ona göre hareket ediyor? İnsanların büyük çoğunluğunun, bu hakikati bilmediklerini, bilenlerin de, bu hakikate göz yumduklarını görüyoruz. İşte felâket de, bu noktadan başlıyor. Bu hakikati bilmemek veya bildiği hâlde, ona göre davranmamak, hele bu hakikate inanmamak, bir insan için, tasavvur edebileceğimiz en büyük bahtsızlık, en büyük facia, en büyük felakettir. Çünkü, Allahü teâlâ, kendi emirlerine inanmayanları ebediyen, inanıp da emirlerini yapmayanları, irâde ettiği kadar Cehennem ateşinde yakacağını kitâb-ı kadîminde, bizlere bildiriyor. Allahü teâlânın cezası çok ağırdır.

Sevgili Kızım!

Müslümanlık, maddî ve manevî temizliktir, vücut temizliğini ve kalp temizliğini emreder. Müslümanlık, dünya ve âhiret saadetini sağlayan tek yoldur. Hakiki Müslüman  dünyada, daima huzur içindedir. Çünkü bu Müslüman, şuna inanmıştır: Kendisine gelen hayır ve şer Allahü teâlâdandır. Allahü teâlânın takdiridir. Allahü teâlâdan gelen her şeyin, kendisi için iyi olduğunu, fena zannettiği şeyin sonunun, iyi olacağını düşünür ve böylelikle iç rahatlığını bozmaz. Felâketlere de, kolaylıkla göğüs gerer. İşte böyle bir insan, Allahü teâlânın sevgili kuludur. Bu suretle, o insan, âhiret saadetine de ulaşmış olur.

03.04.2016



YAZAN;

Salim Köklü




 YAZI TÜRKİYE GAZETESİNDEN ALINTIDIR.


31 Temmuz 2013 Çarşamba

İNSAN HAKLARI VE İSLAMİYET










İNSAN HAKLARI
Dünya İnsan Hakları Günü hakkında genel bilgi
1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanır. İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür. 1948’de kabul edildiği tarih 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. BM’nin altı temel insan hakları sözleşmesi vardır:1.Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi 2.Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi 3.İşkenceye Karşı Sözleşme 4.Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi 5.Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi 6.Çocuk Hakları Sözleşmesi Türkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde oluşturulan temel insan hakkı sözleşmelerini tümüne taraftır.
1948 YILINDAN SENELER ÖNCE, MİLADİ 632 YILINDA,
SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ VEDA HUTBESİNDE ŞÖYLE BUYURMAKTADIR..
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hırsızlık yapmayacaksınız.