Kapitalizm/tekasürleşme sınıflı yapılar ortaya çıkarır.
İslam Ekonomisinin Esasları : İnsan mutlak anlamda hür değildir. Mutlak güç ve her şeyin sahibi Allah’tır.
"O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur." (Furkan, 2)
Dolayısıyla insan, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomiyle ilgili faaliyetlerinde de Allah’ın koyduğu sınırlara uymak zorundadır.
Kendisine mahsus anlamda olmak üzere kapitalizmdekine benzer üretim ve tüketim araçlarında özel mülkiyet vardır.
"De ki, ey mülkün sahibi Allah'ım! Mülkü dilediğine verir, istediğinden de onu geri alırsın..." (Âl-i İmrân, 3/26)
Kişisel kazanç, teşebbüs hürriyeti, bireysel kazanç yani bir anlamda serbest piyasa ekonomisi vardır. Rekabet kavramı olsa da belli bir sınır dahilinde olup kapitalist anlayıştaki rekabetten ziyade insaflı rekabet veya yardımlaşma esasına dayalı gelişme veya tatlı rekabet denebilecek olumlu bir zihniyet vardır. Çünkü mümin müminin kardeşidir. Hedef gelişme ve ilerleme olsa da mümin kardeşinin batmasını, iflasını desteklemek yerine olabildiğince yardımcı olma anlayışı vardır. Çünkü müminin dünyadaki esas amacı Allah’ın memnuniyetini kazanmaktır.
Böylece sosyalizm düşüncesini ortaya çıkaran bencil ve sınırsız kazanma bir anlamda sadece ben önemliyim zihniyetinin getirdiği işçi sınıfının sömürülmesi temelden önlenmiş olur. Esas kazanç emeğe dayalıdır.
"İnsan için çalışmasından başka bir şey yoktur ve çalışmasının karşılığı verilecektir." (Necm 53/39-40)
Yani ancak üretim yapan insan, başkalarının üretimlerini tüketme hakkı kazanır. Dolayısıyla paradan para kazanma yolu olan, üretmeden tüketme hakkı elde etme yolu olan faiz yasaktır.
Ayrıca rekabeti ve ticareti engelleyerek gelişmeyi yavaşlatan sosyalizm düşüncesinin hatası yoktur. İnsaflı ve hilesiz olacak şekilde ticaret serbesttir.
“Allah, alış-verişi(ticareti) helal, faizi haram kıldı.” (Bakara, 275)
“Eğer fâizi terketmezseniz, Allah ve Resulü tarafından size savaş açıldığını biliniz." (Bakara, 279)
İnsanların emekleri eşit değildir.
"Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürmeleri için onlardan kimisini kimisine derecelerle üstün kıldık." (Zuhruf 43/32)
"Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur." (Enam 6/165)
Allah insanları farklı yeteneklerle yaratmıştır. Ayrıca kader ve irade kavramlarından dolayı İslamda ekonomi alanında mutlak eşitlik yoktur. İşe veya beceriye göre ücret serbest piyasa şartlarında karşılıklı rızayla oluşur. Böylece sosyalizmdeki çalışma azminin kırılmasına sebep olan olumsuzluklar ortadan kalkmış olur.
Kapitalizmdeki, kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız düşüncesinin sebep olduğu bireyci, doymak bilmeyen menfaatçilik sömürgeleştirme düşüncesi esastan çözülmüştür. Çünkü İslami anlayışa göre, insanın dünyadaki temel ihtiyaçları sınırlıdır.
“Yine sana neyi nafaka olarak vereceklerini soruyorlar. De ki: "İhtiyacınızdan geri kalanı/afv verin!" Allah âyetleri size böyle açıklar, tâ ki düşünesiniz.” (Bakara, 219)
Sınırsız olan, arzu ve hevesleridir. Kaynaklar ise adil dağıtıldığında bütün insanların ihtiyacını karşılayacak miktarda olduğu için kavga sebebi olamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder