7 Mayıs 2013 Salı

"ŞÜKÜR" SÖZLE OLMAZ


Allah senin hizmetçin mi ki "şükürler olsun/teşekkür ederim" diyorsun. Rabbinin verdiği rızkı infak et ve şükrünü ifa et.

Diyanetin öngördüğü din, Cennet için basit ve kolay bir yol haritası çizmiş. Gitsin ... !

Gitsin de Allah’ın ayetlerine bir toslasın bakalım!

Her şeyin Allah’a ait olduğu bir yerde, dolayısıyla tüm halka ait bir dünyada, Bir din hayal edin ki şunu desin:

Birileri bu dünyada; Allahın imtihan diye verdiği servetle, mal-mülkle ve her türlü güçle sefa sürsün.  Birileri, zalimlerden aldıkları güçle; birilerini ezsin, zorbalık yapsın, öldürsün!

Birileri de açlıktan ölsün! Öylemi? 

Bir Allah düşünün ki şunu onaylamış olsun:

Zenginler; kaşanelerde oturup, son teknoloji ile yapılmış ve uzaktan kumanda ile indirilen sedirlerde namaz kılıp, hüngür hüngür ağlayıp, yağlı ballı sofralardan tıka basa yiyip içip, sadece lafla; “ya rabbi çok şükür!” deyip, İhtiyaç fazlasını değil de uydurulan  40’ta 1 verip, üstüne de cennette huriler isteyip, köşkler isteyip, saraylarda, keşşanelerde sonsuza kadar oturmak istesin!

Bu nasıl iş! Bu nasıl bir dünya! Bu nasıl bir Allah ki bunu kabul etsin!

Vallahi! Benim bildiğim Allah, bu dünyadan sonra onları oturtacağı yeri bilir!

Hiç fakirlerin, yoksulların, kimsesizlerin, mağdurların nasıl yaşadıklarına ve ne çektiklerine bakmazlar. Zenginler; bir de hiç utanmadan, “Allah’ın torpilli çocukları” gibi, bu zenginliği bize Allah verdi deyip Allah’a iftira atarlar!

Hem peygamberi örnek alırız derler hem de Firavunl gibi olurlar.

Bu nasıl bir Müslümanlık!

Anlayacağınız her şey laf ve çıkar. Uygulama yok. Sadece işini bilen düzenbazlar…

Unutmamalıyız ki! İnsanları kandırabiliriz, hatta kendimizi de kandırabiliriz fakat Allah’ı asla!

Peki, cennet bu kadar ucuz olabilir mi?

Burada, şeklen kılınan namazı yerine getirmek ve bununla cennetler kazanmak daha kolayımıza geliyor olmasın sakın!

Neden arka sokaklardaki insanlara yardım etmiyoruz da yüksek binalar, debdebeli tapınaklar, şaşalı camiler, heybetli minareler yapıyoruz?

Neden herkesle; canımızla, malımızla, haklarımızla eşit olamıyoruz? Halkın seviyesine neden inemiyoruz? Neden onlardan biri olmuyoruz? Neden havalarda, yalancı ruhaniliklerde uçup kendimizi yerdekilerle eşit hale sokmuyoruz? Paylaşmıyoruz? Bölüşmüyoruz?

Neden saray, köşk, villa, yalı, gök delen gibi keşşanelerde/evlerde yaşıyoruz?

Çok çalışıp çok emek harcadığımızdan mı? Pek sanmam!

Hak yemeden bu kadar istifleme olamaz!

Bize tatlı gelen, canımızdan bile çok sevdiğimiz fakat emanet olan ve öldükten sonra anladığımız; “mal ve para”yı, yoksullarla neden paylaşmıyoruz? Kardeş payı yapmıyoruz?

Evet, Allah’ın mülkünü neden paylaşmıyoruz?

Neden öleceğimizi bile bile, onurlu davranmayıp, hayatı anlamsızlaştırıp basitleştiriyoruz?

Yoksa mülk Allah’ın değil mi?

İtiraf edelim ki! Gerçekleri söylemeye ve uygulamaya ne yüreğimiz yeter ne de cesaretimiz.

Çıkarımız nerde ise biz oradayız çünkü!

Boş yere, ne kendimizi kandıralım, ne de Allah’ı!

Çalışmadan, üretmeden, paylaşmadan, insanlarla eşit hale gelmeden; mümin olamayız. Kur’an’ın deyimiyle; temizlenemeyiz, arınamayız, şükredemeyiz. Bunlarla ilgili kur’an’da onlarca ayet vardır.

Mesela bunlardan birkaçı;

“Onlar, yanlarındaki ile eşit hale gelmemek için ellerindeki mallardan infak (vermek) etmiyorlar. Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?” (Nahl suresi 71. ayet)

“Onlar: Ey Şuayb! Sana mallarımız konusunda dilediğimiz gibi hareket edemeyeceğimizi namazın mı (yani Allah’ın mı) emrediyor?” ( Hud suresi 87. ayet)

“Altını ve gümüşü biriktiripte Allah yolunda (yoksullar için, muhtaçlar için) harcamayanlar elim bir azaba uğrayacaklardır. Bunların o biriktirdikleri cehennem ateşinde kızartılarak; alınlarına, sırtlarına ve böğürlerine dağlanarak vurulacaktır.” (Tevbe suresi 34-35. ayetler)

“Yoksulların, zenginlerin malı üzerinde hakkı vardır” (Mera’ic suresi 24-25. ayetler)

“Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. Deki; fazla olanı…” (Bakara suresi 215 ve 219. ayetler arası)

“O malını verir ve arınır (temizlenir)” (Leyl suresi 18. ayet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder